Film 101 Audio: Daha İyi Bir Ses için Vlogger Rehberi

Yüksek kaliteli bir video içeriği oluşturmak bugüne dek hiç kimse için bu kadar kolay ve ucuz olmamıştı. Günümüzde video paylaşımının altın çağını yaşıyoruz, her gün binlerce  içerik bir çok insan tarafından üretiliyor.

Vlog söz konusu olduğunda ses videonun kendisi kadar önemlidir. Görsel içeriğiniz ne kadar güzel veya ilgi çekici olursa olsun, eğer ses ortalama kalitedeyse, insanlar hemen sesi kısacaktır. Neyse ki, doğru ekipman ve biraz teknik bilgi birikimi ile vlog'unuz için mükemmel bir ses elde etmek artık çok kolay. Haydi gelin bazı temel konulara bir göz atalım.

İyi Bir Mikrofona Yatırım Yapmak

Kendinize acilen kaliteli bir mikrofon almanız gerekecek. Bu makalenin amacı doğrultusunda, çoğu vloggerın tercihi olduğu için DSLR, akıllı telefon veya GoPro ya da DJI Osmo gibi taşınabilir kameralara takılan kompakt bir donanımdan bahsedeceğiz. Bu kameralardaki dahili mikrofonlar mükemmel değil; en uygun ortamlarda ve koşullarda bile, en iyi ihtimalle ortalama kalitede bir ses verecektir.

Mükemmel ses sağlayan kaliteli bir mikrofonun pahalı veya aşırı dikkat çekici olmasına gerek yok. Video bloglama, kompakt ve engelsiz olmaktan ibarettir, ilham gelir gelmez videonuzu kaydetmeniz gerekir, bu yüzden abartısız bir mikrofon almak önemlidir.

Shotgun mikrofonlar, kısa mesafede fotoğraf makinesiyle ses kaydetmek için en ideal seçimdir. Shotgun mikrofonlar uzun ve silindiriktir, dolayısıyla adı da buradan gelir. 

Bunlar yönel mikrofonlardır, yani ses kaynaklarını ön taraftan doğrudan alarak arkadan ve yandan gelen sesleri reddetmek üzerine tasarlanmıştır. VideoMic ürün serimizin tümü yönel mikrofonlardır ve her türden vlogger için mükemmel seçeneklerdir.

RØDE VideoMic Pro+, DSLR tarzı kamera kullanan vloggerlar için mükemmel, yüksek kaliteli bir kamera üstü shotgun mikrofondur

Ses yakalama modelinin (Pickup Pattern) göz önünde bulundurulması burada oldukça önemlidir. Vloglama amacıyla, arkadan gelen sesleri reddederken önden gelen sesleri toplamada etkili olduğu için kardioid, süper kardioid ve hiper kardioid ses yakalama modeline sahip mikrofon isteyeceksiniz. Çoğu shotgun, cardiod ses yakalama modelinin bir çeşit varyasyona sahiptirler.

VIdeoMic Pro+ gibi bir mikrofonun, dar bir hiper cardioid yakalama düzenine sahip olması, arkadan ve yandan sesleri reddetmesi anlamına gelir. VideoMicro gibi daha küçük bir mikrofon, arkadan gelen sesleri reddeden, ancak mikrofonun önündeki daha geniş bir alan içindeki sesleri yakalayan bir kardioid düzene sahiptir. Farklı polar modeller (polar pattern) farklı senaryolara uyacaktır, ancak tüm RØDE VideoMic serileri kameranızın dahili mikrofonundan çok daha iyi bir ses sunarlar.

Kablolama konusunda küçük bir not. Mikrofonunuzu kameranıza bağlamak için doğru kabloyu kullandığınızdan emin olun. Farklı kameralar, mikrofonunuzla birlikte verilen kabloyla uyumlu olmayabilecek farklı giriş jaklarına sahip olabilir. Örneğin, RØDE VideoMic standart bir 3.5mm TRS minijack çıkışa sahiptir ve bir 3.5mm TRS - 3,5 mm TRS ara bağlantı kablosu ile birlikte gelir. Ancak, akıllı telefonların çoğunda 3,5 mm TRRS girişi vardır (iki ‘R’ye dikkat edin), yani mikrofonu bağlamak için bir TRRS - TRS dönüştürücü adaptörüne (SC7 ürünü gibi) ihtiyacınız olacak. Kameranızın özelliklerini kontrol edin ve kullandığınız kablo türüyle eşleştiğinden emin olun.

Wireless (Kablosuz) Kullanmak

Genel olarak, net ses elde etmek için konuşurken mikrofonunuza oldukça yakın olmak istersiniz - iki metreden daha fazla değil. VideoMic gibi kameraya monte edilmiş bir mikrofon, “selfie” modunda olup kameraya yakın olduğunuzda iyi çalışırken, daha ileriden çekim yapmak istediğinizde ses uzaklaşacak ve daha az netleşecektir. İşte bu noktada kablosuz mikrofonlar devreye giriyor.

Kablosuz mikrofonlar, 50 metreden daha uzaktan kristal netliğinde ses yakalamak için kendinize veya oyuncunuza lavalier bir mikrofon takmanıza olanak tanır. Lavalier mikrofonlar, yakalanan sesi kablosuz olarak bir kamera alıcısına gönderen, bele takılan bir vericiye sahip küçük ve fark edilmeyen mikrofonlardır. Kablosuz mikrofon kullanmanın bir çok yararı var, ancak vloggerlar için asıl önemli olan kamera uzaktayken bile mikrofonun özneye yakın durmasıdır. 

Yeni Wireless GO serisi, vericinin içine yerleştirilmiş bir mikrofona sahiptir (31g ağırlığında), bu da bir yaka mikrofonu ve bel aleti takmak zorunda kalmayacağınız anlamına gelir - gerçekten kablosuz bir ses, ataktaki vloggerlar mükemmel bir seçim!

Kablosuz mikrofon serimize buradan ulaşın.

Wireless GO – gerçek bir kablosuz video kaydı deneyimi.

Mikrofonun Konumu

Vloglama sırasında temiz ve net bir ses yakalamanın sırrı yakınlıktır - mikrofonunuz iyi ve ses kaynağına yakın olmalıdır; bu bir kişinin ağzına yakın bir yaka mikrofonu takması veya filmini çekmekte olduğunuz damlayan bir musluğa yakın olmanız demektir. 

Bu süreçten geçerken ses seviyelerinize dikkat edin - mikrofonunuzun veya kameranızın amfisine (preamp) aşırı yüklenmek istemezsiniz (bu konuda daha fazlası aşağıdadır).

Ayrıca, mikrofonunuzun çevrenizle bağlantılı olarak nereye yerleştirildiğini düşünün. Gürültülü bir alandaysanız, daha sessiz bir alana gitmeyi düşünün; özellikle rüzgarlı bir tünelde çekim yapıyorsanız, başka bir yer seçin. Arka planda duyulan gürültü nedeniyle tüm gününüzü yaptığınız çekimi yazılımınızda düzenlemekle geçirmek kadar hayal kırıklığı yaratan bir şey yoktur.

Kayıt Yaparken Ses Seviyesini Dikkate Almak

Ses seviyesi, mikrofonunuzun ve kameranızın doğru ayarlanmış olduğundan emin olmak ve sesin netliğini sağlamak için çok önemlidir. Ses seviyeleri desibel (dB) cinsinden ölçülür ve sıfır seviyesi maksimum seviye olmak üzere negatif skalada çalışır.

Ses seviyeleriniz, kameranızda veya kayıt cihazınızda bulunan bir seviye ölçer ile gösterilecektir.

Ses seviyenizin 0db'ye ulaşmasına asla izin vermemelisiniz; her zaman eksi dB aralığında kalmalıdır. Busayede seviyeniz "peak" yapmayarak sinyalinizin "clip" bölgesine girerek distorsiyona (bozumlaya) uğramaması sağlanacaktır. Bu distorsiyon, seviye ölçerinizde kırmızı renkle işaretlidir ve asla "kırmızı renkte" olmak istemezsiniz, değil mi?

Ne olur ne olmaz, sesin aniden yükselmesi durumunda, seviyelerinize "peak" yaptırmamak için kendinize geniş miktarda alan sağlamak üzere her zaman seviye ölçerinizin üzerindeki yeşil bölgede kalmaya çalışın (bu alan “headroom” olarak adlandırılır). Seviye ölçerinizde, sesin 0db'ye kadar yaklaştığını gösteren sarı bir bölge olacaktır ve ses kaynağınız en yüksek seviyedeyken buralarda iseniz problem olmayacaktır. Normal seviyelerde ses alırken genelde yeşil bölgenin içinde bulunmaya. Bu doğrultuda, seviyelerinizin çok düşük olması durumunda ise, ses çok düşük olacaktır. -10db civarı ölçüler iyi bir seviyedir.

Kayıt sırasında ses seviyenizi ayarlamanın birkaç yolu var. Kuruluma bağlı olarak, birden fazla seviye ayarına veya sadece bir tanesine erişebilirsiniz. Birçok mikrofonda, kaydettiğiniz sesin çok yüksek veya çok sessiz olması durumunda, sinyali belirli ölçüde bir kaç desibel artırma veya zayıflatma düğmesi vardır.

Örneğin, VideoMic Pro ürününde, seviyeyi -10db azaltmanızı, 0 olarak ayarlamanızı veya + 20db olarak arttırmanızı sağlayan üç pozisyonlu bir kazanç ayarı bulunmaktadır. Filmmaker Kit’imizde olduğu gibi bazı kablosuz mikrofonlar hem verici hem de alıcı üzerinde kazanç ayarına sahiptir.

Akıllı telefonun vlog aletine takılı RØDE VideoMicro. Ses seviyesinin izlenebilmesi için ekranın sol tarafındaki seviye ölçere dikkat edin.

Eğer mikrofonuzda bir kazanç ayarı yoksa, endişe etmeyin. Her kamerada veya kayıt cihazında dahili bir ön amfi (preamp) vardır - bu ses üzerinde sonradan işlem yapabilmek ve kayıt alabilmek için mikrofonunuzun yakaladığı sinyali 'mikrofon seviyesinden' 'line seviyesine yükseltir - ve her kamera, mikrofonunuzun verdiği ses seviyesine göre ayarlayabilmek için bir ön amfi kazanç ayarına sahiptir. Kameranızın seviye ölçerine bir göz atın ve kırmızı rengin dışında kalmasına dikkat edin!

Seviyelerinizin doğru ayarlandığından emin olmak için çekimden önce mutlaka bir deneme kaydı yapın, kameraya doğru konuşulacak ses seviyesinde karşınızdakiyle konuşun (veya kamerada kendinizle konuşun) ve hatta seviyelerinizin nerede zirve ("peak") yaptığını görmek ve seviyelerini buna göre ayarlamak için oyuncularınızın konuşmasını isteyin. Dışarıda çekim yapıyorsanız, rüzgârın şiddetini ve seviyelerinizin yükselmesine neden olabilecek diğer çevresel faktörleri dikkate alın.

AGC'yi Kapatmayı Unutmayın

Ses seviyelerinde dikkat edilmesi gereken son bir nokta (ama çok önemli bir nokta) var. Pek çok kamera fabrika ayarı olarak “Otomatik Kazanç Kontrolü” (AGC) ile birlikte gelir. Bu, kameranın kayıt seviyelerini otomatik olarak ayarlayacağı anlamına gelmektedir. Bu harika bir fikir gibi görünüyor, ancak gerçekte bu muhtemelen kaydınızı mahvedecektir. Peki neden? Çünkü siz konuşmaya başlamadan önce seviyeyi yükseltir, arkaplan sesinin gerçekten yüksek duyulmasını sağlar. Sonra, konuşmaya başladığınızda, konuşacağınız ilk birkaç kelimeyi rahatça yüksek sesle ve hatta cümlenizin geri kalanına kıyasla çarpıtılmış olarak değiştirerek hızlı bir şekilde kısacaktır. Otomatik kazanç ayarının nasıl kapatılacağı ile ilgili olarak kamera kullanım kılavuzunuzu kontrol edin ve ardından seviyeyi manuel olarak ayarlayın, böylece seviyelerinizi test ederken sayaçlar yeşilin üstüne gelecek ve her seferinde harika sesler alacaksınız.

Çevresel Faktörlerle Mücadele

Vlog çekimleriniz sizi dış mekanlara çok fazla sürüklüyorsa, bu durum ses konusu için ekstra bir engel teşkil eder: bu faktör esas olarak rüzgardır. Aşırı rüzgar gürültüsü sese zarar verebilir. Neyse ki, rüzgar gürültüsü ve sorun yaratan diğer seslerle, rüzgar koruyucuları, mikrofonun akıllıca yerleşimi ve EQ’lar sayesinde mücadele edebilirsiniz. Tüm ayrıntılar için “Dışarıda Çekim Yaparken Rüzgar Gürültüsünü Azaltma Yolları” makelemizi inceleyin.

Süngerli rüzgar korumasıyla RØDE VideMic GO

Post Aşamasında Düzenleme

Vlog'unuz ne tür formatta olursa olsun, videolarınızı yayınlamadan önce post prodüksiyonda bir çeşit düzenleme gerektirebilir. Ve bakman gereken şeylerden biri de videonun sesidir.

Genel bir kural olarak, videodaki sesin mümkün olan en iyi şekilde çıkmasını sağlamak için çekim sırasında yapabileceğiniz her şeyi yapmak isteyeceksiniz. Post prodüksiyonda kolayca çözemeyeceğiniz bazı şeyler var - örneğin, çok yüksek sesle kaydedilmiş bozuk bir ses. 

Post prodüksiyon sesi düzeltmekten ziyade sesi bir sonraki seviyeye nasıl taşıyabileceğinizi düşüneceğini bir platform olmalıdır. Bu konu için ele alınacak çok şey var, bu nedenle bu konuyu gelecekte yayınlayacağımız bir makalede daha derinlemesine ele alacağımız gibi, yapım aşamasında sesinizi düzenlemenizi sağlayacak bazı yöntemlere kısaca değinebiliriz:

Equalisation (EQ) - EQ, bir kaydın ton kalitesini değiştirmek için belirli frekansları yükseltme veya kesme işlemidir. Video için, alçak ses seviyesini artırarak sese daha profesyonel bir kalite kazandırmak, yüksek geçişli bir filtre ekleyerek rüzgar gürültüsünü düzeltmek, diyalogdaki vızıltı sesini azaltmak için daha yüksek frekansları kesmek ve bunun gibi birçok şey için etkili bir yoldur.

Kompresyon ekleme - Kompresyon, bir kaydın en yumuşak ve en yüksek kısımları arasındaki farkı azaltarak ses sinyalinin dinamik aralığını etkili bir şekilde azaltır. Bu, sesinize daha fazla güç ve netlik kazandırmak, oldukça sessiz bir kaydın sesini artırmak, inişli çıkışlı diyalogları düzeltmek ve daha pek çok şey için etkili bir yoldur.

Foley müzik, ses efektleri, seslendirme ve diğer ikincil ses ekleme - Bu başlık oldukça kendi kendini açıklayıcı olmakla beraber aynı zamanda başlı başına büyük bir konu, ancak vlog'unuzun müzikle, sesle veya efektlerle biraz heyecana ihtiyacı varsa, post prodüksiyon bunların yapılacağı yerdir.

Premiere Pro’da sese uygulanan yüksek geçiş filtresi (üst sol tarafta görebilirsiniz.)

Vlog'larınız için sese önem veriyorsanız, öncelikle kaynaktan başlamanız gerekir: harika bir mikrofon! Video mikrofonlarımız ve kablosuz mikrofon serilerimiz kamera sesleri için endüstri standartlarındadır. Ne tür vloglar çektiğinizin bir önemi yok, yaptığınız işe uygun bir mikrofon her zaman var. RØDE video mikrofon serisi hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Compel 1989 yılında Steinberg firmasının Türkiye distribütörlüğünü yaparak hayatına başladı. Yıllar içerisinde müzik ve post prodüksiyon stüdyolarının ihtiyaçları doğrultusunda çeşitli firmaların distribütörlüğünü üstlenerek hizmet vermeye devam etti. Günümüzde 20'yi aşkın firmanın Türkiye distribütörlüğünü yaparak elektronik müzik ekipmanı ithalatı ve satışı yapmaya devam etmektedir.

İLGİLİ YAZILAR

Karşılaştırma listesine eklendi.